Sizden bir tiyatro düşlemenizi istiyorum. Dünyalar Savaşı hakkında olacak ve Marslılar dünyamızı ele geçirecek. Belkide ilk indikleri yer bizim mahallemiz semtimiz olacak.Sonra da bunun gerçekleştiğini hayal edin.
İmkansız mı?
Sene 1938′ de dahi bir “Medya İnsanı” radyoculuk tarihine geçecek bir geceye imza atmıştır. Bu adamın adı Orson Welles’dir.1938 yılında bu dahi kişi, yaptığı programdan sorumlu tutulamayacağı konusunda sözlemesiyle birlikte, çalışıtığı radyoda tarihi bir akşam yaşatmıştır. Şöyleki ; radyoda sergilenen oyunun adı “Dünyalar Savaşı” ve Marslılar geliyor, savaş çıkıyor.
Sonuç; Marslılar tarafından tecavüze uğramak yerine intihar eden kadınlar, günah çıkarmak için görev başına çağrılan rahipler, kendini camlardan aşağıya atanlar, dolmuş taşmış otoyollar, sayısız kırık kemik…
Dönemi düşündüğünüzde 2. Dünya Savaşı öncesi, insanlar yeteri kadar gergin ve paranoyak bir ruh halindeler. İlk fırsatta kendini göstermiş bir kriz beklentisinin ,getirdiği sonuçun bu olması her zaman normaldir. Yaşandığı dönem, yaşanılan gerginlik kat sayısı ve tabiki insanların içinde bulunduğu ruh hali bu durumun etkilerini derecelendirecek en önemli etkenlerdir.
İçinde yaşadığımız dönemde bu tarz etkilenmeler olmuyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hem de o dönemden daha çok her akşam her saniye bu tarz etkenlere maruz bırakılıyoruz. Farkında olmadığımız, bu gücün derinlerde çalışmadığını göstermez.
Medya her zaman kendince doğru olanı verir ve zaman içinde o doğrular toplumun doğruları haline gelir.Örnek mi ; şu anda yayınlanan tarihi içerikli diziler mevcut. Bunlar hakkında yapılan tartışmalar, aynı rating ölçümleri gibi, toplumun %5 ini içine alır belki çünkü insan diziyi izler biraz düşünür ve geçer. Ama etkilenen kişi sayısına baktığımızda %50 den fazladır çünkü ulusal bütün medya organlarından bu bizim kucağımıza bırakılıyor. Bizde dışarıda bunu tartışabiliyoruz böylece kartopu her saniye büyüyor.
1930′larda belki bu etkiyi yaratmak için bir Orson Welles olmak gerekebilirdi ama artık o kadar yetenekli ve zeki olmaya gerek yok.
Not: Belki şu anda size imkansız geliyor olabilir bu yaşananlar. Bunu yapan dahi, aslında daha sonradan medyanın birçok alanında adını duyuracak olan, Yurttaş Kane filminin esas oğlan rolunu oynayan ve tabiki yöneten, Machbet filmini çekmiş, Rita Hayworth gibi dönemin en önemli yıldızının bahis sonucu kalbini kazanmış ve sonuçta evlenmiş, Orson Welles’dir. Yaşadığı zamana göre dahi sayılır bence. Eseleride görülmeye değerdir. Tavsiye ederim özellikle; 1941 yapımı tarihin en iyi filmleri listesinde yer alan Citizen Kane, 1948 yapımı Macbeth, 1952 yapımı Othello
0 yorum:
Yorum Gönder
Yazdığınız yoruma cevap yazıldığında haberdar olmak için yorum formunun sağ alt köşesinde bulunan E-posta yoluyla abone ol linkine tıklayabilirsiniz.